Ölüm ile yaşam arasındaki o hassas sınır, tıp literatüründe ve gündelik dilde çeşitli şekillerde ifade edilir. Bu sınırın kesin bir tanımı olmamakla birlikte, genellikle "klinik ölüm" ve "biyolojik ölüm" kavramları üzerinden tartışılır.
Bu iki aşama arasındaki zaman dilimi, yaşam ile ölüm arasındaki ince çizgiyi temsil eder. Tıbbi müdahalelerle (örneğin, kalp masajı, suni solunum) klinik ölüm aşamasındaki bir kişi hayata döndürülebilirken, biyolojik ölüm gerçekleştikten sonra bu genellikle mümkün değildir. Bu nedenle, "yaşam ile ölüm arasındaki ince çizgi" ifadesi, tıp biliminin sınırlarını zorlayan ve etik tartışmalara yol açan karmaşık bir durumu ifade eder.